Türk siyasi tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de hayatını kaybetti. Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kurucu lideri olarak Türk siyasetinde derin izler bırakan Türkeş, vefatının 28. yıl dönümünde anılıyor. Onun mirası, Türkiye'nin siyasi yapısını şekillendiren önemli bir etken oldu. Milliyetçi fikirleri, gençlere ve gelecek nesillere ilham vermeye devam ediyor. Bu yazıda, Alparslan Türkeş'in hayatı, siyasi kariyeri ve vefatından sonra oluşan toplumsal hafızayı detaylı bir şekilde ele alacağız.
Alparslan Türkeş, 1917 yılında Kıbrıs’ın Büyükkonuk köyünde doğdu. Eğitim hayatına Kıbrıs'ta başlayan Türkeş, daha sonra Ankara Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi aldı. 1944 yılında 19 yaşında iken Türk Milliyetçiliği hareketine katıldı. Milliyetçi Mücadele Partisi'ni 1965'te kurarak Türk milliyetçiliğini siyasette temsil eden pek çok etkinliğe imza attı. 1969'da Adalet Partisi'nin içine girerek, Türkiye’nin siyasi arenasında kendine bir yer edindi. 1970'lerde ülkücü hareketin liderliğini üstlendi ve bu dönemde “Ülkücü Gençlik” anlayışını yaygınlaştırarak Türk gençliği üzerinde büyük bir etki yarattı.
Türkeş, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası tutuklandı ve 1985'te serbest kaldı. Daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi’ni yeniden yapılandırarak, 1990'larda yeniden siyasi sahneye çıkmayı başardı. Liderliğini yaptığı MHP, 1999 genel seçimlerinde büyük bir başarı elde ederek mecliste önemli bir temsil oranına ulaştı. Türkeş'in, Türkiye'nin siyasi tarihinde yalnızca bir lider olarak değil, bir düşünce yapısının temsilcisi olarak da önemli bir yeri vardır.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de Ankara'da, birçok hastalığın tetiklediği bir rahatsızlık sonucunda 80 yaşında hayatını kaybetti. Vefatından sonra on binlerce kişi, onu anmak üzere bir araya geldi. Piyale Çeşmesi’nde düzenlenen tören, Türk milliyetçiliğinin güçlendiği bir dönemde hâlâ hatırlanıyor. Bu merasimde, Türkeş'in siyasetteki etkisi ve vefatının ardından bıraktığı miras konuşuldu. Onun için yapılan anma etkinlikleri, yalnızca siyasi partilerin değil, aynı zamanda birçok sivil toplum kuruluşunun da desteğiyle düzenlendi.
Mezarı, Ankara'daki Cebeci Askeri Şehitliği’nde yer alıyor. Ziyaretçileri, her yıl 4 Nisan tarihinde düzenlenen anma törenleri ile hatırlanıyor. Bu etkinlik, yalnızca Türkeş'i anmakla kalmıyor, aynı zamanda Türk milliyetçi hareketinin değerlerini de yeniden gün yüzüne çıkarıyor. O, yaşamı boyunca Türkiye’nin bağımsızlığı için mücadele etmiş, demokratik değerleri savunmuş ve Türk milletini her zaman ön planda tutmuştur.
Alparslan Türkeş, vefatının ardından hala Türk milliyetçiliği ve tarihi üzerine yapılan tartışmalarda önemli bir figür olarak kabul ediliyor. Onun anıları genç nesillere aktarılırken, Türkiye'nin siyasi yaşamında bıraktığı izlerin derinliği her geçen gün daha da belirginleşiyor. Alparslan Türkeş'in fikirleri ve politik vizyonu, gelecekte de Türk siyaseti üzerinde etkili olmayı sürdürecek gibi görünüyor. 28. yılı dolayısıyla yapılan anmalar, onun Türk milletine kattıklarını hatırlatmak ve değerlerini yaşatmak adına büyük önem taşıyor.