Elazığ, özellikle son günlerde gözle görülür bir değişim yaşıyor. Şehirdeki sokaklar, daha önceki canlı yapısından sıyrılarak sessiz ve sakin bir görüntüye büründü. Sadece birkaç gün süren bu durum, yerel halk arasında büyük bir merak ve endişeye neden oldu. Peki, bu sessizliğin ardında ne var? Elazığ'ın sokaklarındaki bu boşluk, aslında bir çok ebeveynin, öğrencinin ve iş yapmaya çalışan esnafın ortak bir kaygısından mı kaynaklanıyor? Tüm bu sorular yanıt bulmayı beklerken, bir yandan da şehirdeki hayatın ne kadar dinamik olduğunu hatırlamamız gerekiyor.
Elazığ, 2020 yılında yaşadığı depremin ardından toparlanma sürecine girdi. Şehir halkı, depremden sonraki ruh halinin etkisini üzerinden atmaya çalışırken, son zamanlarda yaşanan bu boş sokaklar durumu, yeniden bir travma yaşayıp yaşamayacaklarını düşünmelerine yol açtı. Depremin yarattığı travmanın etkileri her ne kadar zamanla azalıyor gibi görünse de, özellikle genç kuşak ve öğrenci nüfusu için bu durumu etkileyen birçok faktör söz konusu. Birçok kişinin işini kaybetmesi ve sosyal hayatın bu denli daralması, derin bir çaresizlik hissine neden olmuş gibi görünüyor.
Özellikle sokaklarda, okul çıkışı ya da hafta sonu alışveriş amacıyla dolaşan gençlerin sayısının azaldığı dikkat çekiyor. Ebeveynler, çocuklarını dışarı göndermekte tereddüt yaşıyor. Bu durum, hem alışveriş yapan esnafı hem de sosyal yaşamı doğrudan etkiliyor. Şehirdeki kafe ve restoranlar, boş masa ve sandalyelerle dolup taşıyor. İnsanların dışarıya çıkmaktan çekindiği bu günlerde, sosyalleşmenin azalması, Elazığ halkının moral ve motivasyonunu da olumsuz yönde etkiliyor.
Elazığ’daki boş sokakların bir diğer önemli nedeni, iş dünyasında yaşanan zorluklar. Birçok esnaf, pandeminin ardından bu boş sokaklardan etkilenerek ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladı. İnsanlarla birebir iletişimin azalması, iş yapma becerilerini de olumsuz yönde etkiliyor. Restoran, kafe ve dükkânlar, kapanış saati gelmeden müşteri bulmakta zorlanıyor. Durum böyle olunca, Elazığ’a özgü butik dükkanların ve aile işletmelerinin geleceği tehlikeye girmiş durumda.
Ayrıca, sosyal medya ve internet üzerinden alışverişin artması da bu boş sokakların en büyük sebeplerinden biri. İnsanlar, eğlenceli aktivite alanları yerine evde kalmayı tercih ederken, fiziksel alışveriş yapma oranı da önemli ölçüde azaldı. Alışveriş merkezlerinin ve pazar yerlerinin bile boş kalması, şehrin sosyal hayatının ne denli etkilenmiş olduğunu gösteriyor. Tüm bu olumsuz koşullar, Elazığ’da huzursuz bir atmosferin oluşmasına neden oldu.
Bu durumun bir diğer sonucu olarak, şehir sakinleri, sosyal medya üzerinden iletişim kurmaya ve sanal etkinliklere yönelmeye başladılar. Elazığlıların online platformlarda bir araya gelerek sosyalleşmeye çalışması, yerel toplumsal bağların yeniden güçlenmesine sebep olabilir. Ancak bu iletişim şeklinin bir süre sonra yetersiz kalacağı aşikar. Zira, yüz yüze yapılan sosyal etkileşimlerin yerini hiçbir şey almaz.
Sonuç olarak, Elazığ'da sokakların boş kalması, ekonomik dengesizliklerden sosyal kaygılara kadar birçok farklı unsurları içerisinde barındırıyor. Bu süreçte, halkın motivasyonunu artırmak için yapılacak olan sosyal etkinlikler ve devlet destekleri büyük bir önem taşıyor. Şehrin tekrar canlı bir yapıya kavuşabilmesi, yalnızca esnafların gelirlerinin artmasına bağlı değil; aynı zamanda Elazığ’ın toplumsal kültürünün yeniden canlanmasına da bağlı. Elazığ halkı, geçmişten gelen dayanışma ruhuyla, bu süreçten de güçlenerek çıkacaktır.
Umarız ki, kısa bir süre içinde Elazığ, yeniden sokakları cıvıl cıvıl, kalabalık ve sosyal bir merkez haline dönüşür. Unutulmamalıdır ki, her zorluk beraberinde bir fırsat yaratmaktadır. Bu süreç boyunca, Elazığ halkının birbirine kenetleneceği, dayanışma içerisinde olacağı günlerin de geleceği kesin.