Son günlerde Türkiye'nin siyasi sahnesinde yaşanan tartışmalar bir hayli kızışmış durumda. IYI Parti'nin bir vekiline atfedilen cinsiyetçi mesajlar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini hedef alırken, bu durum partinin iç dengelerini de sarsmaya başladı. Daha önce sosyal medya üzerinden paylaşılan ve cinsiyetçi bir bakış açısını yansıttığı öne sürülen mesajlar, muhalefet kanadında büyük bir infiale neden oldu. Söz konusu mesajların ardında yatan düşünceler ve bu durumun yarattığı etki üzerine detaylı bir inceleme gerçekleştireceğiz.
İddiaya göre, IYİ Parti'nini kadın vekillerine yönelik cinsiyetçi söylemler içeren sosyal medya mesajları, siyasi tartışmayı daha da alevlendirdi. Vekilin bu mesajlarını paylaşan bir sosyal medya kullanıcısı, mesajların içeriğini “kadınların yerinin mutfak olduğu” gibi düşünceleri barındırdığını ifade ederek eleştirilerini dile getirdi. Bu mesajların hangisinin ve ne zaman paylaşıldığına dair kesin bilgiler henüz paylaşılmadı, ancak partinin kadın kollarından gelen tepkiler oldukça sert. Thomas Paine'in de ifade ettiği gibi, "Bir toplumun gerçek yüzü, ona en alt tabakasındaki insanları nasıl davrandığı ile anlaşılır" sözü, bu tartışmanın ortasında yankı bulmakta.
IYI Parti içerisinde yaşanan bu tartışmalar, yalnızca cinsiyetçi söylemlerle sınırlı kalmıyor. Parti kadrolarında ve özellikle kadın vekiller arasında bir dizi tartışma ve anlaşmazlık yaşanmakta. İYİ Parti’nin kurucu liderlerinden ve mevcut yöneticilerinden gelen tepkiler, bireysel bir tavırdan ziyade Türk siyasi tarihindeki kadınların rolü üzerine yapılan geniş bir değerlendirme ve sorgulama olarak okunabilir. Parti içinde bulunan bazı vekiller, cinsiyetçi söylemlerin hedefi olduklarını ve bu durumun kabullenilmez olduğunu belirterek, duruma tepki gösterdi. Bu noktada İYİ Parti’nin diğer kadın vekilleri de desteklerini sundu.
Yapılan açıklamalara göre, bu tür cinsiyetçi söylemlerin yalnızca bir birey ile ilgili olmadığı, fakat partinin geleceği açısından da sıkıntı teşkil edebileceği söyleniyor. Böyle goygoyların ardında yatan zihniyetin geçmişte mutfakta kalan kadın anlayışında köklü olduğu ve toplumda hâlâ kabul görebilmesinin sebebi olarak sığ bir bakış açısı sunmaktadır. Bu yüzden, cinsiyetçi yorumlarda bulunarak kamuoyunun karşısında yer alan vekilin istifası için diğer parti vekilleri tarafından da çağrılar gelmeye başladı.
İYİ Parti'nin lider kadrosu, bu durumu hem şirket içi hem de toplumsal bağlamda cinsiyet eşitliği açısından nasıl çözümleyebileceğine dair bir yol haritası çıkarma noktasında zor bir süreçten geçiyor. Özellikle seçim dönemine girerken, bu durumun partiyi nasıl etkilediği hakkında şimdiden endişeler oluşmaya başladı. Tehdit ve cinsiyetçi söylemlerin damgasını vurduğu bir iklimde seçim süreci yerine getirilirse, bu durumun sonuçlarının ağır olacağı aşikar.
Cinsiyetçi söylemler yalnızca bireysel bir anlayışın değil, aynı zamanda toplumsal bir sorunun da yansıması olarak kabul edilebilir. Kendi içindeki kadın vekillere yönelik bu tür bir davranış geliştiren bir partinin, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde ne kadar etkili olabileceği ise tartışılır. IYI Parti'nin bu durumdan nasıl bir ders çıkaracağı ve ilerleyen günlerde izlenecek yol haritası, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olabilir.
Sonuç olarak, cinsiyetçi söylemler ve buna yönelik tepkiler, toplumsal cinsiyet adaleti konusunda bir farkındalık yaratmanın ötesinde, siyasi arenada kayıtsız kalınamayan bir gündem maddesi haline gelmiştir. Cinsiyet eşitliği herkesin görevi demekle birlikte, bu tür tavırlar, tüm partilerin içerisindeki kadın vekilleri olumsuz etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir. IYİ Parti'nin bu durumu nasıl idare edeceği merakla beklenmekte ve kamuoyunun gözleri, bu süreçte atılacak adımlarda olacak.