Kuzey Kore'nin dünyaya düşman bir ülke olarak tanınmasının ardında yatan sebeplerden biri, devletin sürekli olarak bilgi kontrolü ve gözetim yapan programlar geliştirmesidir. Son günlerde, Kuzey Kore'nin dijital dünyadaki varlığına dair çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Özellikle cep telefonları üzerinden yapılan yazışmaların, rejimin denetiminde yazıldığı anlaşıldı. Yani, yalnızca cümleleri yazanlar değil, aynı zamanda bu yazışmaların içeriği de ülkenin totaliter yönetimi tarafından şekillendiriliyor.
Kuzey Kore’nin dijital casusluk programları son yıllarda ciddi bir değişim geçirdi. Ülke, özellikle genç nesilin sosyal medyayı ve dijital iletişimi yoğun bir şekilde kullanmasıyla birlikte, dijital alanlarda daha etkin bir şekilde yer almaya başladı. Rejim bu durumdan faydalanarak, yalnızca gözlem yapmanın ötesine geçip, içerik oluşturma aşamasında da yer alıyor. Bu yeni strateji, Kuzey Kore'nin dış dünyaya dair yürüttüğü psikolojik savaşın bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Söz konusu casusluk programları, ülke içindeki insanların sosyal medya platformlarında veya diğer dijital iletişim araçlarında yaptığı paylaşımları izlemekle kalmıyor, aynı zamanda bu insanlara otomatik yanıtlar ve içerikler göndererek, onların düşüncelerini ve davranışlarını manipüle etmeye çalışıyor. Bu dijital müdahale, dış dünyayla olan iletişimi kontrol etmenin yanı sıra, iç politikayı da etkilemek amacı taşıyor.
Kuzey Kore, özellikle İngilizce dilinde oluşturulan dijital içeriklerle dikkat çekiyor. Ülkede, gençlerin İngilizce öğrenmesi için birçok program uygulanmasına rağmen, dijital iletişimde kullanılan ifadelerin çoğunun rejim tarafından belirlendiği ortaya çıktı. Bu durum, yurtdışındaki Kuzey Koreli öğrencilerin sosyal medya platformlarında yaptıkları paylaşımlar da dahil olmak üzere, bir kontrol mekanizması oluşturuyor. Rejim, milyonlarca insanın gözü önünde, yurt dışında yaşayan Kuzey Kore vatandaşları üzerinden propagandayı sürdürüyor.
Bazı kaynaklara göre, bu projede hem insan kaynakları hem de yapay zeka teknolojileri etkin bir şekilde kullanılıyor. Otomatik yanıtlar ve belirli cümle yapıları, global sosyal medya algoritmalarını manipüle etmek için tasarlanmış durumda. Kuzey Koreli kullanıcılar, bu sistem aracılığıyla belirli kalıplar içerisinde düşünmeye yönlendiriliyor. Aslında, bu durum, bireylerin düşünce yapısını değiştirmeye yönelik bir strateji olarak görülebilir. Doğu Avrupa’daki diğer otoriter rejimlerle benzerlik gösteren bu yaklaşım, Kuzey Kore’de dijital dünyanın nasıl manipüle edildiğini gözler önüne seriyor.
Kuzey Kore'nin dijital casusluk programı ve yazılı içerik kontrolü, ülkedeki bireylerin üzerinde büyük bir baskı yaratırken, bunun yanı sıra tüm dünyaya karşı da bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası ilişkiler uzmanları, bu tarz dijital psikolojik savaşın, bilgi savaşlarının temel bir parçası haline geldiğini ve tehditin sadece Kuzey Kore'nin yurtiçinde değil, yurtdışında da hissedildiğini belirtiyor.
Sonuç olarak, Kuzey Kore'nin dijital casusluk faaliyetleri, sadece devletin iç kontrol mekanizmasını kuvvetlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası alandaki etkisini de artırma çabası içinde. Bu durum, dijital iletişimin ne denli karmaşık bir hale geldiğini ve ulusların nasıl dijital ortamda birbirleriyle savaştığını net bir şekilde gözler önüne seriyor. Kuzey Kore’nin böyle bir stratejiye yönelmesi, beraberinde ciddi bir tehdit algısını da getiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin bu durumu ciddiye alması gerektiği, dijital bireylerin haklarının korunması için alınacak önlemlerin de önem kazandığı aşikardır.