26 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen ve merkez üssü Marmara Denizi olan depremin etkileri, İstanbul'dan Uşak'a kadar geniş bir alanda hissedildi. Saat 15:24'te meydana gelen deprem, 5,7 büyüklüğünde ölçüldü. Depremin ardından İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, özellikle de Avcılar, Bakırköy ve Beşiktaş'ta insanların panik içinde bina dışına kaçtığı gözlemlendi. Duyulan şiddetli sarsıntı, İstanbul'un yanı sıra çevre illerde de hissedildi. Başta Uşak, Kütahya ve Bursa olmak üzere birçok kentte alarm durumları yaşandı. Yetkililer, depremin ardından oluşan artçı sarsıntıların devam edebileceği uyarısında bulundu.
Deprem sonrası İstanbul'da yoğun bir telefon trafiği yaşandı. Vatandaşlar, ailelerinden ve arkadaşlarından haber almak için adeta birbirleriyle iletişim kurma çabası içerisine girdi. Çeşitli sosyal medya platformlarında deprem anına dair görüntüler paylaşıldı. İBB İtfaiyesi, özellikle yüksek katlı binalarda meydana gelen bazı hasar ihbarları aldıklarını açıkladı. Depremin şiddeti nedeniyle bazı binalarda moloz yığınları oluştu, ancak şans eseri can kaybı yaşanmadı. İzmir'den Ankara'ya kadar birçok şehirde insanlar, hissedilen sarsıntılar nedeniyle dışarıya çıktı. Öte yandan, Marmara bölgesinin deprem kuşağında yer aldığı da göz önüne alındığında, İstanbul’un bu tür olaylara karşı ne kadar hazırlıklı olduğu bir kez daha tartışma konusu oldu.
Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nde gerçekleşen depremin önemli bir doğa olayı olduğunu belirterek, bölgenin deprem riskinin yüksek olduğunu hatırlattı. Jeoloji uzmanları, İstanbul'un tarihsel olarak büyük depremler yaşadığına dikkat çekerek, vatandaşların her zaman hazırlıklı olmaları gerektiğinin altını çizdi. Deprem sonrası yapılan incelemelerde, özellikle yapıların depreme dayanıklılığı konusundaki eksikliklerin tekrar gündeme gelmesi, yetkilileri yeni önlemler almaya teşvik etti. Yeni inşa edilen binaların yanı sıra eski binaların güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Uzmanlar, bu tür olayların, yapıların güvenliğini artırmak adına bir uyarı niteliği taşıdığını bildirdi.
Marmara'yı sarsan bu deprem, halkta bir farkındalık oluştursa da yine de, beklenen büyük İstanbul depremi hakkında yeterince hazırlık yapıldığını söylemek güç. Sağlık Bakanlığı, depremin ardından bölgede herhangi bir sağlık sorunu yaşanmaması için tüm hastanelerin acil durum planlarını devreye soktuğunu açıkladı. Ayrıca, AKOM, deprem bölgelerindeki durumun kontrol altına alınması için sosyal medya hesapları üzerinden vatandaşlara anlık bilgi vermeye başladı. Gelecekte yaşanabilecek olası depremler için özellikle "acil durum kitleri" oluşturulması hususunda toplumu bilinçlendirmeye yönelik kampanyalara hız verileceği kaydedildi.
Sonuç olarak, Marmara'yı sarsan bu deprem, yalnızca fiziksel etkilerle değil, psikolojik olarak da halkı derinden etkilemiştir. Zamanla, depremin etkileri yaşamın birçok alanında hissedilmeye devam edecektir. İlgili kurumların, yaşanan bu olaylardan ders çıkararak gerekli önlemleri alması, halkın güvenliği açısından büyük önem taşıyor. İstanbul ve çevresindeki tüm vatandaşların, bu tür olaylara karşı daha tedbirli ve bilinçli bir tutum sergilemeleri gerekiyor.