Şırnak'ın küçük bir köyünde yaşayan Serdar ve Zeynep Çalışkan çifti, sıradışı bir yaşam tarzıyla dikkat çekiyor. Çift, 16 yıl boyunca ineklerden elde ettikleri gelirle tam 6 kıtada, 40 ülke gezerek unutulmaz anılar biriktirdi. Bu benzersiz hikaye, sadece seyahat tutkusunu değil, aynı zamanda azim ve tutkuyla dolu bir yaşamın nasıl sürdürülebileceğini de gözler önüne seriyor.
Serdar ve Zeynep, Şırnak’ın kırsal bölgesinde hayvancılık yaparak hayatlarını sürdürüyor. İnek beslemek sadece geçim kaynakları değil, aynı zamanda seyahat etmeleri için bir fırsat haline geldi. Çift, yıllar boyunca biriktirdikleri gelirle yola çıkarken, hayvancılığın onlara sağladığı maddi imkânların yanı sıra, tarımsal üretimle ilgili tecrübelerini de yanlarına alarak seyahatlerine başladılar. Her yıl, aile bütçelerinin bir kısmını seyahate ayırmayı alışkanlık haline getiren çift, hem kendilerini hem de dünyayı keşfetme arzusuyla yanıp tutuşuyorlardı.
İlk kez yurtdışına çıktıklarında, 2007 yılında Yunanistan’a seyahat eden çift, burada geçirdikleri deneyimlerin ardından seyahate olan tutkusunu katlayarak artırdı. Hedef olarak belirledikleri ülkeleri, gezilerini gerçekleştirdikten sonra sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar. Seyahat ettikleri her yerden, yeni kültürler ve farklı yaşam tarzları hakkında bilgiler edinen Çalışkan çifti, bu deneyimleri köylerindeki diğer çiftçilerle de paylaşıyor. Onlara göre seyahat, sadece bir hayal değil, aynı zamanda öğrenme ve kültürel çeşitliliği anlama sürecinin bir parçası.
Her seyahatleri bir macera olarak başladığı için her iki. Ülkeler arası kültürel etkileşimi, yerel mutfakları ve geleneksel yaşam biçimlerini tanıma fırsatı buldular. Newfoundland, Kanada'nın yemyeşil doğası, Tayland'ın sıcak sahilleri, Peru’nun muhteşem And Dağları... Bu ülkelerde yaşadıkları deneyimler, sadece sohbetlerinde değil, yaşam felsefelerinde de derin bir değişime yol açtı.
Çift, seyahatlerinin ilk yılında keşfettikleri Yunanistan’dan sonrasını ise adım adım planlayarak, hedefledikleri ülkelere uçakta ya da karayoluyla gidecek şekilde organize edilmeye başladılar. Bu süreçte, diğer çiftçilerle bir araya gelerek düşündüklerini eyleme geçirdiler. Yerel festivallere katılıp, tarım ve hayvancılık konusunda çeşitli seminerlere katılarak bilgi ve deneyimlerini artırdılar. Seyahat ettikleri ülkelerde edindikleri bilgiler, kendi bakış açılarını genişletti ve işlerini daha verimli bir şekilde yapmalarını sağladı. Bu deneyimler, çiftin kendi iş anlayışlarını ve hayvancılıkta izledikleri yöntemleri gözden geçirmelerine de vesile oldu.
Ancak çiftin bu yolculuğunun en önemli tarafı yüksek öğrenim seviyelerini belirli bir noktaya getirmeleriydi. Seyahatler esnasında karşılaştıkları sorunlar, krize nasıl müdahale edeceklerini gösterdi. Hayvan sağlığı ve tarımsal sürdürülebilirlik konularında edindikleri bilgiler, yeni girişimlerde nasıl bulunmaları gerektiği hakkında onları bilinçlendirdi. Ayrıca, sosyal medya üzerindeki etkileşimleri sayesinde, bu bilgileri daha geniş kitlelere ulaştırma fırsatı buldular.
Serdar ve Zeynep’in tüm bu seyahatleri, hayvancılığın bir insan hayatındaki rolünü de sorgulamalarını sağladı. İneklerden elde edilen gelirle seyahat etmenin yanı sıra, çevrelerindeki diğer çiftçilerin de hayatlarını nasıl daha sürdürülebilir hale getirebileceklerini düşündükleri projeler üzerinde kafa yormaya başladılar. Bu bağlamda, hayvansal üretim, tarımsal gelişim ve sosyal bilinçlenme üzerine yoğunlaşan aktif bir platform oluşturmayı hedefliyorlar. Onlar için bu seyahatler, sadece birer tatil anısı değil, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık yaratarak insanlara örnek olma fırsatıydı.
Şırnaklı çiftin hikayesi, yalnızca hayvan yetiştiriciliği ile seyahatin bir araya geldiği bir aşk hikâyesi olmaktan çok daha fazlası. Serdar ve Zeynep, dünya ile bağlantı kurarak, farklı kültürleri deneyimleyerek ve bireysel bilinçlenmeyi artırarak, sadece kendilerine değil, çevrelerine de ilham veriyorlar. Onların azmi ve kararlılığı, tarımsal üretimin modern dünyada nasıl değişebileceğini gösteriyor. Hayatlarında biriktirdikleri bu deneyimleri, tüm tarım camiasıyla paylaşarak, geleceğe umutla bakan yeni nesillere yol açıyorlar.
Sonuç olarak, Serdar ve Zeynep’in 16 yıl süren seyahat macerası, ineklerden elde ettikleri gelirle başladığı gibi, hayal gücünün sınırsızlığını da gözler önüne seriyor. Her biri, yeni bir yer keşfederken ve taze deneyimler yaşarken, insanları bir araya getiren bir bağ oluşturduklarını düşünüyorlar. Aslında onlardan öğrenilecek çok şey var; hayallerin gerçek olabileceğini, azimle ve kararlılıkla her engelin aşılabileceğini biliyorlar. Böylece, dünya ile bağlantıda kalmaya ve güzelliklerini paylaşmaya devam edecekler.