22 Ekim 2023 tarihinde, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde hissedilen güçlü bir deprem, birçok yurttaşın hayatında unutulmaz bir anı olarak yer etti. Bu yoğun sarsıntının en çok hissedildiği yerlerden biri de İstanbul'daki bir üniversitenin yemekhane binasıydı. Deprem anında yaşananlar, sadece kaçış ve korku değil, aynı zamanda insanların ilginç tepkileri ile doluydu. Gözlerimizi bu olayın detaylarına çevirdiğimizde, hem endişe verici hem de düşündürücü birçok durum ortaya çıkıyor.
Yemek saatinde meydana gelen deprem, öğrencilerin ve çalışanların yemek yedikleri sırada yaşandı. Sarsıntının ilk anlarıyla birlikte, birçok kişi yere devrilen tabaklar ve dökülen içeceklerin ortasında ne yapacaklarını şaşırdı. Bazıları hemen yemeklerini bırakıp dışarı kaçma eğilimi gösterirken, diğerleri olduğu yere serilmiş halde baygınlık geçirdi. Herkesin aklında tek bir soru vardı: "Ne yapmalıyız?" Bu anlar, herkesin tepkilerini farklı şekillerde ortaya koymasına neden oldu.
Öğrenciler arasında yapılan kısa bir anket, olaya farklı şekilde yaklaşan grupların varlığını ortaya koydu. Kimileri panik içerisinde dışarı çıkmaya çalışırken, bazıları ise korku içerisinde yemeklerini bırakmadı. Bir öğrencinin, "Yemek yemeden çıkamam, çok açım!" şeklindeki açıklaması, olayın komik yanına dair bir örnek oluşturdu. Diğer taraftan, bir grup öğrenci deprem anında tüm eşyalarını geride bırakıp hızla dışarı kaçma refleksi gösterdi. Bu durum, farklı kişiliklerin ve stresle başa çıkma yöntemlerinin nasıl değişik şekillerde tezahür ettiğini gösterdi.
Yemekhanedeki bu olağanüstü anlar, kısa sürede sosyal medyada viral hale geldi. Deprem anına dair videolar ve fotoğraflar paylaşılırken, kullanıcılar bu durumu mizahi bir dille ele aldı. "Yemek yemeği bırakmak mı? Asla!" başlıklı bir video, binlerce kez paylaşıldı. Deprem anında yemek yemeye devam eden bir öğrencinin görüntüleri, sosyal medyada izleyenleri hem güldürdü hem de düşündürdü. Birçok kişi, "Bu, aç kalma korkusu ile korku ve panik anı arasında seçim yapan insanın gerçek yüzü," yorumu yaptı.
Sosyal medyada yaşanan bu olay, deprem anlarının sadece korku nedeniyle değil, aynı zamanda insan psikolojisinin değişik yönleriyle de ele alınması gerektiğini gösterdi. Bazen bir bisküvi ya da bir lokma yemek, korku anında bile insanların duygusal olarak neler yaşadığını anlamamıza yardımcı olabilir. Deprem sonrası yaşanan yoğun tartışmalar ve çeşitli görüşler, bu olayı farklı bakış açılarıyla değerlendirmemizi sağlıyor.
Sonuç olarak, bu dramatik anın ardında yatan insan hikayeleri, bize sadece fiziksel bir doğal afetin değil, aynı zamanda insanların duygusal ve ruhsal durumlarının da ne kadar karmaşık olduğunu hatırlatıyor. Yemek yeme eylemi, belki de bir şekilde hayatta kalma içgüdüsünün bir tezahürüydü. Bu tür olayları göz önünde bulundurmak, deprem gibi beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini ve insanların nasıl tepki vereceğini gözlemlemek açısından oldukça önemli.
Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, doğal afetler ile ilgili farkındalığın artırılması ve buna yönelik hazırlık yapılması konusunda adımlar atılması gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Yemekhanedeki bu olay, sadece bir deprem anı değil, aynı zamanda insanların hayatta kalma içgüdüleri ile yeme içme alışkanlıklarının nasıl çelişebileceğinin de bir örneği olarak akıllarda yer etti.